Üyelik Girişi
Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Site Haritası

Burdur Halk Oyunlarının Günümüzdeki Durumu

BURDUR İLİ HALK OYUNLARININ GÜNÜMÜZDEKİ

DURUMU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Today’s Situation of Burdur Folk Dances and Its Impressions

Solmaz KARABAŞA*

ÖZET

Halk oyunları, oyunun ortaya çıkışındaki anlamından uzaklaşarak değişmekte ancak yaşamaya devam

etmektedir. Geleneğe ağırlık vermesi gereken halkbilimcilerin, halk oyunlarının gelenek yönüne eğilmelerine

ihtiyaç vardır. Bu bakış açısıyla yapılan bu çalışmada Burdur halk oyunları incelenmiştir. Burdur halk oyunlarında

Teke Yöresi oyunları ve zeybekler ağırlıktadır. Öğretmek yoluyla halk oyunları ekiplerinin oluşturulması

ve yayla şenlikleri, halk oyunlarını hem değiştirmekte hem de devamlılığını sağlamaktadır.

Anah­tar Ke­li­me­ler

Burdur, Halk Oyunları, Değişim, Gelenek

ABSTRACT

The folk dances are changing in terms of meaning, but they are living at the same time. There is a need

studying of the tradition of folk dances by a folklorist who is expected to focuse much more on the ‘tradition’.

This study has been done from this point of view. Burdur folk dances are based on the Teke Province dances

and “zeybek”s. The data of the presented study suggest that high platou festivals and teaching of the folk dances

both have changed the folk dances and also provided with its survival.

Key Words

Burdur, Folk Dances, Change, Tradition

* Kültür ve Turizm Bakanlığı, Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Uzmanı

(skarabasa@yahoo.com)

http://www.millifolklor.com 91

Millî Folklor, 2007, Y›l 19, Say› 74

92 http://www.millifolklor.com

Giriş

Oyunun kökeninde dinsel büyüsel

sebepler yatmaktadır. Fakat oyunların

oluşumuna, bu ortaya çıkış nedeninin

dışında başka faktörler de etki etmiştir.

Örneğin Türkiye’de oynanan oyunların

oluşumuna etki eden ana faktörler; soy

(Orta Asya), yer (Anadolu Kültürü) ve

din (İslam Kültürü)’dir (And, 1974: 85).

Günümüze gelindiğinde ise oyunun kökenindeki

anlamından uzaklaşıldığı görülür.

Metin And (1974: 20), oyunun ortaya

çıkış anlamındaki değişimi; “çağcıl

uygarlığın oyunu yaşamdan ve kültürden

ayırdığını böylece de oyunun, insan

ve toplum için asal değerini ve işlevini

yok ettiği” şeklinde ifade etmektedir.

Halk oyunları da bu şekilde ortaya

çıkmış ancak daha sonra ortaya çıkışındaki

anlamından uzaklaşarak günümüzdeki

şeklini almıştır. Burada çalışmanın

sınırlarını aşmamak için kavramlar üzerinde

bir tartışmaya girilmeyecektir ancak

‘halk dansları’ yerine ‘halk oyunları’

ifadesinin hem kökenine (oyuna) işaret

etmesi, hem de genel kabul görmüş olması

nedeniyle kullanıldığını belirtmekte

fayda vardır. (Kavramlarla ilgili

tartışmalar için bkz: And 1964 ve Eroğlu

1994).

Oyunun kökenindeki anlamından

gittikçe uzaklaşmasına rağmen; kişiye

verdiği ruhsal tatmin
1 ile psikolojik birlikteliği

sağlama ile toplumsal vb. işlevlerinin

öne çıkması, dikkatleri gene üzerine

çekmesine sebep olmaktadır. Çünkü

“ …. Dans edilmediği takdirde insanlarda

duygusal, fiziksel, sosyal ve sanatsal

bir eksiklik hissedilmekte” (Aktaş, 1999:

15) olduğu söylenmektedir. Böylece günümüzde

halk oyunları, doğal ortamında

oynandığı şeklinde bile temelindeki an-

lamını yitirmiş olsa da, çeşitli şekillerde

yaşamaya devam etmekte olan bir halk

kültürü unsurudur. Halk oyunlarının

gösteri amaçlı oynanması, sahneye taşınması,

oyuna bu defa başka bir boyut

(sanatsal) daha kazandırmıştır. Halk

oyunlarının sahneye uyarlanması konusunu

işlediği yazısında Metin And (1996:

76) “…. Halk oyunları, balenin şiirsel

anlatım gücünden, derinliğinden incelmiş,

cilalanmıştır” demektedir. Bugün

sahneye taşınan bütün halk oyunları

gösterileri için bunu söylemek mümkün

olmasa da Sultanların Dansı, Anadolu

Ateşi gibi gösteriler buna örnek olarak

verilebilir. Ayrıca batı kökenli sanatın

sadece birkaç büyük şehir ve belli bir

kesimle sınırlı kaldığı toplumumuzda bu

gösterilerin gördüğü talep, halkın kendi

kültüründen bir unsuru modern sanat

teknikleriyle izlemeyi yeğlediğini de göstermektedir.

Konunun sanatsal yönünü bir yana

bırakarak halk kültürü açısından baktığımızda;

halk oyunları konusu, en çok

da, festivaller, yarışmalarla gündeme

gelen bu sahneleme çalışmalardan etkilenmiştir.

Halk oyunlarıyla uğraşan

halkbilim formasyonu olmayan kişilerin,

zamanla halk oyunları tartışmaları içine

girmeleri, halk oyunları konusunda

yapılan tartışmaların ağırlık merkezini;

halk oyunlarının öğretilmesi, sahnelenmesi,

2 otantikliği, hangi oyunun hangiile ait olduğu, ‘doğru’3 kıyafeti giyip giymediği

gibi sınırlı bir tartışma ortamına

kaydırmıştır.

Halbuki halk kültürünün önemli

bir bileşeni olan halk oyunlarıyla ilgili

bir halkbilimci tarafından yapılması gerekenler

vardır. Bunların başında halk

oyunlarının gelenek yönünün incelenmesi

gelmektedir. Nebi Özdemir, bilim

ve teknolojideki gelişmelerin köy seyirlik

oyunlarına etkisini incelediği yazısında;

bir halkbilimci için önemli olan şeyin

‘gelenek’ olduğunu ve geleneğin dinamik

yönüne vurgu yaparak bir halkbilimcinin

yapması gereken şeylerden birinin

de değişikliğe sebep olan faktörlerin belirlenmesi

ve açıklanması olduğunu söyler.

(Özdemir 2001: 119–129) Köy seyirlik

oyunları ve halk oyunları aynı kökten

geldikleri için Nebi Özdemir’in bu yazısında

söylediği pek çok şey halk oyunları

konusunda da geçerlidir.

Bu alandaki eksiklikleri gidermede

bir adım olmasını umduğum bu çalışma;

halkbilimsel bir bakış açısıyla yapılmış

ve oyunların ‘geleneksel kültür unsuru’

yönüne ağırlık verilmiştir. Çalışmada

Burdur halk oyunları, tespit edilebilen

geleneksel unsurları ile verilecek ve geleneğin

dinamik yapısı ile birlikte yaşanmakta

olan süreç değerlendirilecektir.

Çalışma, 30 Haziran – 8 Temmuz

2005 tarihleri arasında, Kültür ve Turizm

Bakanlığı, Araştırma ve Eğitim

Genel Müdürlüğü’nün yıllık planlı çalışmaları

kapsamında yapılan alan çalışması

ve konuyla ilgili yapılmış diğer

çalışmaların tarandığı literatür çalışması

sonrasında ortaya çıkmıştır. Alan çalışmasının

Bakanlığın çalışma yöntemi

doğrultusunda olması, alanda uzun süre

kalınamaması ve serbest çalışma ortamının

olmayışı, çalışmayı sınırlandırıcı

etkenler olmuştur. Çalışmada yerel adlandırmalar

yahut kaynak kişi ifadeleri

italik olarak verilmiştir. Kadınlarla yapılan

çalışmalarda kaynak kişi künyelerini

almak güç olduğundan ısrarla alınmaya

çalışılmamıştır.

Çalışma Alanı: Burdur

Akdeniz Bölgesi’nin batısında yer

alan Burdur, aslında İç Anadolu, Ege ve

Akdeniz Bölgeleri arasında kalmakta ve

her yönüyle bir geçiş özelliği taşımaktadır

(bkz. Harita 1). Ayrıca Burdur, tarihsel

geçmişi açısından da önemlidir ve gü

nümüze zengin bir kültürel birikim taşımaktadır.

İnsanlık tarihinde önemli bir

aşama olan yerleşik hayata geçişin ilk

örneklerinden en ileri düzeyde olan beş

tanesinden birinin Burdur Hacılar’da olması

Burdur’un nasıl bir tarihi birikime

sahip olduğunun göstergelerindendir.

(Akurgal 1997: 3).

Burdur’un ekonomisinin temelini

tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır.

Hayvancılığı bir yaşam biçimi olarak

benimsemiş olan Yörükler ise ilin kültürüne

damgasını vurmuştur. Bunu halk

oyunlarına bakarak da görmek mümkündür.

Çünkü Burdur halk oyunlarının

temelini oluşturan unsurlardan biri zeybekken

diğeri de Teke Yöresi4 oyunlarıdır.

Harita 1: Burdur

Burdur Halk Oyunları

Anadolu’nun hemen her yerinde

gördüğümüz gibi Burdur’da da oyunlar

başta düğünler olmak üzere, nişan, sünnet,

yayla şenlikleri vb. gibi vesilelerle

oynanmaktadır.

Burdur, kadın erkek ilişkileri açısından

kaçgöçün yaşandığı bir bölge olmamakla

birlikte, oyun zamanlarında

kadın ve erkeğin birlikte olmadığı görülür.

Kadınlar da erkekler gibi zeybek

ve Teke Yöresi oyunlarını oynamaktadırlar.

5 Ancak erkekler arasında yerine

göre zeybek, Teke Yöresi oyunları ağırlık

kazanırken kadınlar daha çok düz oyun

oynamaktadırlar. Bununla ilgili bir anlatı

kaynak kişinin ağzından aynen şöyledir:

Bizim burada Amad Ali Akçay dediğimiz

büyüğümüzün oğlu düğüne gelir.

Kendisi keçi otlatır yaylada, Yörük. Buraya

oyun oynamaya gelir. Birisi şikâyet

eder, der ki; ‘senin oğlun dımıdana oynadı’

derler. Bizde dımıdan oyunu kadın

oyunudur. Kadın oyunu oynadın diye oğlunu

ağılın içine kor, elindeki asa ile döver,

niye erkek oyunu oynamadın diye.

(Süleyman Şengen, 2.7.2005, Bucak)

Burdur ili halk oyunlarının karakteristiğini

zeybekler ve Teke Yöresi

oyunları oluşturmakta ancak gene de ilçeler

arası küçük farklılıklar bulunmaktadır.

Örneğin Burdur merkez ve Bucak

ilçesi civarında ağır zeybekler ağırlık

kazanırken, Altınyayla (eski adı Dirmil)

taraflarında daha çok teke oyunları görülmektedir.

Zeybeklere ağırlık veren

Burdur ve Bucak ilçesi arasında da kaynak

kişilerin değerlendirmesiyle farklar

vardır. Bunu Bucak’lı kaynak kişi İsmail

Güngör (2.7.2005) şöyle dile getirmiştir:

Burdur öğretmenlerin öğrettiği gibi oynar,

biz atalarımızdan gördüğümüz gibi

oynarız
”.

Tefenni ilçesindeki çalışmamızda

ise kaynak kişiler; Burdur’un bütün ilçelerinin

oyunlarının birbirine benzediğini

söylemiş, sadece Karamanlıların

pek oyun bilmedikleri, ayaklarının biraz

değişik olduğu söylenmiştir.

Oyunlar:

Burdur’da tespit edilen belli başlı

erkek oyunları şunlardır: Daval zeybeği

Millî Folklor, 2007, Y›l 19, Say› 74

94 http://www.millifolklor.com

(Gölhisar’da al yazma zeybeğine daval

zeybeği dendiği söylenmiştir), Guluman

(Tefenni’nin bir köyü) zeybeği (ağır), serenler

(ağır), al yazmalım (ağır bir zeybektir

ve
Bucak’ın zeybeği diye de geçtiği

söylenmiştir), basbas, kabir arasında

harman olur mu, köroğlu, Avşar zeybeği,

menekşeli (teke), sarı zeybek, teke

zortlaması, tek zeybek, kaba ardıç vb.

(Burdur oyunları için ayrıca bkz. Kırçak

2001).

Kaba ardıç günümüzde pek sık oynanmamaktadır.

Çeltikçi ilçesi Güvenli

köyünde ve Altınyayla’da Teke Yöresi

oyunlarına
boğaz, bunların da ağır ritimli

olanlarına koca boğaz, hızlı olanlarına

küççük boğaz dendiği belirtilmiştir.Altınyayla’da oyunlar; düz ve yüksek olarak

da ayrılmaktadır.

5-6 gada da kıvrak gaydaladan va”

(Hasan Önyörük, 04.07.2005, Tefenni)

Kadınlar da erkekler gibi zeybek,

Teke Yöresi oyunlarını oynar. Ancak

günümüzde daha çok düz oyunların oynandığı,

özellikle de kadın tavrıyla oynanan

zeybeklerin unutulmakta olduğu

görülmüştür. Günümüzde kadınların

geleneksel haliyle oynadıkları zeybekleri

Gölhisar’ın Muğla’ya yakın köylerinde

görmek mümkündür. Kadınlar zeybekleri

bir ayağının burnunu yere dik basarak

ve bir elini öne doğru savurarak

oynamaktadırlar. Bunlardan farklı olarak;

Tefenni İlçesi Sazak köyünde
leyli

çöm çöm, merkeze bağlı Güneyyayla

köyünde ise keklik adı verilen bir oyuntespit edilmiştir. Keklik oyununu kadınlar,

bazı kuşların hareketlerini andırır

şekilde iki ayağını birleştirip dizlerden

kırarak sağa sola hoplayarak oynamaktadırlar.

Yine Sazak köyünde kadınlar

bir düz oyunda (uçlarından tutarak)

kaşıkla oynamışlardır. Kadınlar ritmik

oyunlara (örneğin Güneyyayla köyünde)

tüngümeli de demektedir. Altınyayla’da

tespit edilen kadın oyunları şunlardır:

şu dirmilin çalgısı, sarı zeybek, cemilem,

menevşeli, kezban yenge, vb.

Oyunlara Eşlik Eden Çalgılar:

Erkekler genellikle davul zurna

ile oynar. Eskiden zurnanın olmadığı

söylenmiştir. Şimdi de düğün gecesinin

ilerleyen saatlerinde sipsi ve bağlama

çalınmakta ve buna
kuru saz denmektedir.Sipsi ve bağlama ile dıvdıv oynandığı

söylenmiştir. Bağlama, sipsi, darbuka

ile de oyun oynanmaktadır. Kadınlar ise

dımıdan çalar. Bakır leğene dımıdan

denilmektedir. Dımıdanı bir kadın tutar

diğeri çalar. Birlikte türküsünü de söylerler.

Oyunların Oynanışı:

Burdur oyunları birbirine bağlı olmayan

bağımsız oyunlardır. Bu nedenle

tek kişi oynayabildiği gibi iki, üç ve daha

fazla sayıda kişi birlikte de oynayabilir.

Genelde tercih edileni iki kişidir, fazla

kalabalık tercih edilmez. Oyun oynarken

insanlar özellikle eşlerini seçmekte,

çünkü uyuma önem verilmektedir. Çöküşler,

dönüşler, ayak vuruşlarda birlik

olması oyunu güzelleştiren unsurlar olarak

karşımıza çıkmaktadır. Bazı kişiler

de oyununu göstermek için tek başına

oynamayı tercih eder. Oyunda her ne

kadar dönüş, çöküş, diz ve ayak vuruş

gibi temel figürler varsa da, kişi bunlara

yeteneğine bağlı olarak ilaveler yapıp

oyununu süsleyebilir. Nitekim alan çalışmasında

bunlar gözlenmiştir.

Tefenni ilçesi Çaylı köyünde düğünlerde

maşala yandığı ve oyunların

bu maşalanın etrafında olduğu söylenmiştir.

Maşala oyunlarının organizasyonu

ise sarı ayak adı verilen kişilertarafından yapılmıştır.

Sarı ayak, kişileri

sırayla oyuna kaldırır. Bazı kişiler

oyuna kalkmak istemez ve bu durumda

zorla oyuna kaldırılır. Bazı kişilerden

de -güzel oynadıkları için- oyun oyna
Millî

Folklor, 2007, Y›l 19, Say› 74

http://www.millifolklor.com 95

ması özellikle istenir, bu durumda sarı ayak onları kaldırırken çevredekiler de

alkışlayarak destek olurlar. Maşalada

oyuna önce gençler kalkar. Altınyayla’da

maşala oyunları arasında deve, kız, efe,külcü oyunları gibi seyirlik oyunlar da

sayılmıştır.

Burdur’da yaygın olarak her yerde

oyun üçtür’ denmektedir.

Oyun üçtür, oynamayan p..tur (Yusuf

Semerci, 6.7.2005,Gölhisar).

Ya üç ya hiç (Mehmet Bedel,

6.7.2005, Merkez)

Bi kalkışta üç tane oyun atarız, bizbuna zeybek atma deriz” (Süleyman Şengen,

2.7.2005, Bucak).

Bu üç oyun örneğin Bucak’da; önce

bir ağır zeybek, ardından menekşeli,

sonra da sarı zeybek şeklinde sıralanırken

Altınyayla (
Dirmil)’da; şu dirmilin

çalgısı, boğaz ve düz olarak sıralanmıştır.

Bucak ilçesinde oyunun Cezayir

oyunuyla bitirildiği söylenmiştir. Şimdilerde

oyunun düz oyunlarla uzatıldığı

belirtilmiştir.

Ağır zeybeklerin gezinme bölümleri

vardır. Örneğin Çeltikçi İlçesi Güvenli

köyünde kemanla Avşar zeybeği oynayan

oyuncular, türkünün ilk bölümünü

kemana dönerek dinlemişlerdir. Kaynak

kişi Mehmet Ali Yenice (2.7.2006) bu bölüme

onun ayarlaması derler’ demiştir.

Tekli gösteriler için en uygun oyunlar

ağır zeybeklerdir. Burada oyuncu iyi bir

oyun için bütün marifetini ortaya koyar.

Burdur oyunları; zeybek de olsa,

Teke Yöresi oyunları da olsa, sekme,

çökme, diz vurma, dönüşlerden oluşmaktadır.

Bu sekme, çöküş, diz vurma

ve dönüşlerin sıklığı ve oyunun ritmi

oyundan oyuna değişmektedir. Birden

fazla kişinin birlikte oynaması durumunda

hareketlerde birlikteliğe özen

gösterilmektedir. Bunun için oyuncular,

karşılıklı olarak işaretleşerek anlaşmaktadır.

Örneğin Güvenli köyündeki oyuncular

hoppaa!’ dedikten sonra çökmüşlerdir.

Oyun içinde oyuncular ‘haydaagibi naralar atarken, dışarıdan ‘

varol,efe, haydin efeler’ gibi sözlerle oyuncuların

teşvik edildiği görülmüştür.

Kaba ardıç oyunu genellikle; bir

ayak sürekli öne ve yana vurularak oynanmaktadır.

Ayak yorulunca değiştirilir,

bazıları da sürekli ayak değiştirerek

oynar. Zeybek ve Teke Yöresi oyunları

dışında yukarıdaki anlatıda da görüleceği

üzere geçmişte pek makbul tutulmayan

düz oyunlar vardır. Bu tür oyunlarda

iki kişi karşılıklı ellerini şaklatarak

kıvrak bir şekilde oynar. Bucak ilçesindeki

çalışmada erkek oyunlarının mutlaka

kaşıkla oynandığı söylenmiştir. Oysa

merkeze bağlı Aziziye Köyü’nde
parmaklarınçatlaması yeter denmiştir.

Oyuncu oyunu bitirmek istediğinde

elini kaldırarak müzisyenlere işaret verir

ve oyun biter. Düz oyunların bitişinde

kollar bariz bir şekilde indirilerek işaret

verildiği gözlenmiştir. Bucak ilçesinde

ise oyuncular müzisyenlere bakıp son

bir kez kaşıklarını vurarak bitiş işareti

vermişlerdir. Aynı şekilde Çeltikçi ilçesi

Güvenli köyündeki oyuncular, müzisyenlere

bakarak kollarını açıp son bir

kez ellerini şaklatarak haber vermişlerdir.

Kadınlar oyuna ya kendileri son

vermekte ya da Altınyayla’da gözlendiği

gibi sipsi çalanın işaretiyle bırakmaktadırlar.

Aziziye Yaylası’daki gözlemler göstermiştir

ki; bölgede insanlar daha çok

zeybek ve Teke Yöresi oyunlarını oynamaktadırlar.

Gene yayla şenliklerinde

gözlenen önemli bir özellik de şenlikte

oyunların kadın-erkek, genç-yaşlı gözetilmeden

birlikte oynanmasıdır.

Köy Seyirlik Oyunları ve Topal

Oyunu:

Günümüzde oyunun, kökenindeki

amacından uzaklaşıp sadece eğlence6

Millî Folklor, 2007, Y›l 19, Say› 74

96 http://www.millifolklor.com

amacıyla yapılıyor olmasıyla halk oyunları

ve köy seyirlik oyunları yeniden

(oyunun kökeninden uzaklaşmaya başlamasıyla,

iki ayrı alanı olarak; salt dans

unsurunun ön plana çıktığı ‘halk oyunları’

ile ritüel oyunlar olarak ‘köy seyirlik

oyunları’ kavramları kullanılır olmuştur)

birbirinin içine girmiştir. Çünkü önceleri

ritüel amaçlarla yapılan köy seyirlik

oyunları da artık sadece düğün, yayla

şenlikleri gibi halk oyunlarının yapıldığı

zamanlarda icra edilebilmektedir.

2005 yılında 7.si düzenlenen Aziziye

yayla şenliklerinde tamamen eğlence

amaçlı;
keklik yağcı, çizme dikme oyunu,

kalaycı oyunu, yumurta üfleme, Arap

oyunu, salak asker, çiftçi, kırat oyunları

yapılmıştır. Altınyayla’da ise bir düğün

ortamı olan
maşalada yakın zamanlara

kadar topal, deve, külcü gibi seyirlik

oyunların yapıldığı belirtilmiştir.

Tamamen güldürme amacıyla yapılan

taklidi oyunlardan biri de Bucak’da

gözlemlediğimiz bir düğünde karşımıza

çıkmıştır.
Topal oyunu adı verilen oyun

Altınyayla ilçesinde de tespit edilmiştir.

Altınyayla’da
topal oyununun çıkışı ile

ilgili şöyle bir anlatı vardır:

Köylerden birinde yapılan bir düğüne

dağdan bi çoban gelmiş. Muhabbet

arasında herkes oynarken çoban; ‘ya ne

güzel oynuyorlar, ben de oynar mıyım?’

dediğinde ‘oynarsın oynarsın’ demişler

tutmuş maşalaya kakmışlar. (Çoban biraz

topalmış) topal bacağıyla oynayamamış

tabi, titremiş titremiş çıkmış gitmiş.

(Arif Cangıldayan, 5.7.2005)

Çoban oynarken müzisyenlerin

de ona uygun şeyler çaldığı ve oyunun

böyle ortaya çıktığı söylenmiştir. Topal

oyununda kıyafetlerin şu şekilde olması

gerekiyor: Tersten giyilmiş bir gocuk,

şalvar gibi bir pantolon, çarık eskisi, eski

bir şapka ya da fötr şapka.

Değerlendirme ve Sonuç

Burdur’da halk oyunları konusunda

yapılan çalışma göstermiştir ki; halk

oyunlarında değişim yaşanmakta ancak

bununla birlikte de oyunlar yaşamaya

devam etmektedir. Değişim en çok

oyunların içerdiği anlam, oyunlarla ilgili

anlatılar, oynanışına ilişkin usuller gibi

geleneğe ilişkin unsurlarda olmaktadır.

Bazı oyunlar da oynanmaz olmuştur.

Günümüzün bilim ve teknolojik gelişmelerinin

kültür üzerindeki değişimi nasıl

hızlandırdığı bilinen bir gerçekliktir. Dolayısıyla

da oyun ortaya çıkış anlamından

zaten çoktan uzaklaşmıştır. Burada

esas Burdur örnek olayı ile karşımıza

çıkan sonuçlar halk oyunlarındaki değişim

olgusuna kaktı sağlayacaktır:

• Yayla şenlikleri halk oyunlarının

genç nesillere öğretilmesine aracı olmakta

ve böylece halk oyunlarının sürdürülebilirliğini

sağlamaktadır.

Aziziye Yaylası şenliklerinde yapılan

gözlemler, yayla şenliklerinin halk

oyunlarının gelecek nesillere aktarılmasında

önemli bir işleve sahip olduğunu

göstermiştir. Çünkü geleneksel biçimleriyle

oyunların oynanma ya da izlenmesi

için neredeyse tek fırsat olan düğünler

gittikçe değişmekte ve bu durum oyunları

da etkilemektedir. Halbuki geleneksel

oyun eğitimi büyük oranda düğün

ortamlarında yapılmıştır. Düğünlerde

gençler oyuna hem katılabilir hem de

büyüklerini izleyebilirler. Günümüzde

ise düğünler artık elektronik sazlarla

yapılmaya başlanmıştır ancak bu sazlarla

geleneksel halk oyunları oynanamamaktadır.

Bu noktada geleneksel

oyunların gelecek nesillere aktarımını

sağlayan zincir kopmuştur. Ancak yayla

şenlikleri düğünlerin yerini almakta ve

oyunların yaşatılmasında araç olmaktadır.

Öte yandan şenliklerde okullarda

Millî Folklor, 2007, Y›l 19, Say› 74

http://www.millifolklor.com 97

öğrenilen halk oyunlarının etkileri de

görülmektedir.

• Halk oyunları ekipleri oluşturmak

amacıyla oyunlarının öğretilmesi, halkın

serbest olarak kendiliğinden öğrenip oynadığı

halk oyunlarının hem değişmesine

neden olmuş hem de devamlılığını

sağlamıştır.

Okullarda (derneklerde vb.) öğretilen

halk oyunlarının oyunlara etkisi ilin

bütününde görülmektedir ki bunu kaynakkişiler de dile getirmektedir. “Nasıl

türkülerden şarkı yapılıyor, aynı şekilde

eski oyunlar da folklora
7 çevrildi
” (Hasan

Önyörük,04.07.2005, Çaylı Köyü/Tefenni).

Kaynak kişinin ‘
folklora çevrildi’ diyerek

çok güzel ifade ettiği bu değişimi

ana hatları ile şöyle sıralayabiliriz:

• Halk oyunları ekiplerinde oyunlar

kadın-erkek birlikte oynanmaktadır.

Kadın ve erkeklerin birlikte oyun oynaması,

örneğin zeybeklerdeki geleneksel

kadın tavrını yok etmiştir
8.

• Gösteri amacıyla öğreniliyor olması

nedeniyle oyunlar, (abartılı hareketlerle)

gösterişli hale getirilmiştir.

• Metin And (1964) köylü dansları

adını verdiği halk oyunlarının ayırıcı

özelliklerini sıralarken; bu oyunların

bölgesel, yörel olduğunu söylemiştir.

Alan çalışması verilerinden de görüldüğü

üzere Burdur’da da ilçeden ilçeye

farklılıklar görülmektedir. Ancak ekip

oyunlarıyla birlikte halk oyunlarında

bir tek tipleşme yaşanmaktadır. Burdur

halk oyunları ekipleri sonuçta belli

kişilerce çalıştırılmakta ve belli oyunlar

aynı figürlerle öğretilmektedir. Oyunun

figürlerle öğretilmesi, ilçeden ilçeye hatta

köyden köye değişen farlılıkları yok

etmekle birlikte üstelik geleneksel oyunlarda,

özellikle de zeybeklerde gördüğümüz

kişisel marifetin ortaya konması

özgürlüğünü sınırlamakta ve böylece

oyunun doğasındaki yaratıcılığı yok etmektedir.

Fakat öte yandan oyunları bu

yolla öğrenen pek çok kişi aynı anda hareket

edebilmekte ve bu durum çok kalabalık

bir şenlik ortamında bile göze hoş

görünen bir uyumu getirdiğinden halkın

beğenisini kazanmaktadır.

• Ekipler Burdur oyunları içinde

özellikle bazı oyunlara ağırlık verdiğinden,

sadece o oyunlar yaşamakta, örneğin

kaba ardıç gibi diğer oyunlar da yok

olmaktadır.

Okullardaki halk oyunları çalışmalarının

ikinci etkisi; köylerde gösteri

amaçlı halk oyunları ekiplerinin oluşmasına

sebep olmasıdır. Aziziye Köyü’nün

halk oyunları ekibi bunun örneklerindendir.

Çünkü bu ekip tamamen gösteri

amaçlı oluşturulmuştur. Tamamının

Aziziye köyünde yaşayan insanlardan

oluştuğu topluluk, geçmişte düğünlerde

oynadıkları oyunları şimdi belli bir düzenleme

ile gösteri amaçlı oynamaktadır.

• Burdur halk oyunlarında dikkati

çeken bir başka değişim de (diğer faktörlerin

de etkisiyle); eskiden pek tutulmayan

düz oyunlar, geleneksel ortamlarda

eski oyunların unutulmuş olması yüzünden

rağbet görmektedir. Bu sayede

artık ‘
oyun üçtür’ geleneği de ortadan

kalkmakta, ya okullarda öğrenilen Teke

Yöresi ve zeybek oyunları ya da bunları

bilmeyenlerce düz oyunlar sürekli oynanmaktadır.

NOTLAR

1 “Her normal insan dans etmenin verdiği ritmik

hareketlerden haz duyar (H’Doubler 1940’dan

akt. Aktaş, 1999:14)

2 Örneğin halk oyunlarının öğretimi, sahnelenmesi

gibi konularda Kültür ve Turizm Bakanlığı

üniversitelerle işbirliği içinde sempozyumlar düzenlemiştir.

3 İnsanın beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlarından

biri de giyinmedir. Bu sebeple insan

binlerce yıldır giyinir ve gittikçe karmaşıklaşan

kültürel yapıya bağlı olarak da giyinme çeşitlenir.

Millî Folklor, 2007, Y›l 19, Say› 74

98 http://www.millifolklor.com

Böylece oyun oynarken de eğer düğün gibi özel bir

günde ise; yaşına, evli-bekâr oluşuna bağlı olarak

bir özel gün kıyafeti giyebilir. Ya da evleniyorsa damat

ya da gelin kıyafetiyle oyun oynayabilir. Dahası

günlük kıyafetiyle de oyun oynayabilir. Bu yüzden

bugün sahnede gösteri yapan ve genelde bir ili temsil

eden standartlaşmış halk oyunları ekiplerinin

kıyafetlerinin orijinalliği üzerinde yapılan tartışmalar,

sahnede gösterilen halk oyunlarının otantikliği

konusunda yapılan tartışmalar kadar kısırdır. O

yüzden artık bir sahne sanatı gibi gösteriye yönelik

oluşturulan halk oyunları ekiplerinin giyecekleri kıyafetlerin

de bu çerçevede değerlendirilmesi gerekiyor.

Üniversitelerin yeni yeni kurulmaya başlayan

halk oyunları bölümleri artık bu sorulara çözüm

bulacaktır sanırım.

4 Bugün Antalya, İçel, Muğla, Burdur, Isparta

ve Denizli illerini içine alan ve Teke Türkmenlerinin

bulunduğu bölgeye Teke Yöresi denmektedir. (Demirsipahi,

1975: 337)

5 Teke Yöresi oyunları arka arkaya ve sıralı

şekilde ve sıçramaların olduğu hareketli oyunlarken,

zeybekler ‘diz vurup yiğitçe doğrulma’ figürlerinin

olduğu ağır oyunlardır. (Teke Yöresi oyunları

ve zeybeklerle ilgili daha fazla bilgi için bkz: Demirsipahi,

1975: 337–372)

6 Köy seyirlik oyunlarının günümüzdeki durumunu

incelediği yazısında Nebi Özdemir (2001: 126)

oyunların esas işlevini yitirdikten sonra bir süre de

eğlence amacıyla sürdürüldüğünü ondan sonra tamamen

yok olduğunu belirtmektedir.

7 Burada ‘folklor’ ile kastedilen ‘halk

oyunları’dır. Bu yanlış kullanım ne yazık ki yıllardır

değiştirilememiştir.

8 Bu durum; alan çalışması esnasında bizim

için oynayan kadın kaynak kişiler ve Aziziye yayla

şenliklerinde genelde genç kızların oynadığı oyunlar

kıyaslanarak tespit edilmiştir.

KAYNAKÇA

And, Metin (1964), Türk Köylü Dansları, İstanbul:

İzlem Yayınları.

__________(1974),
Oyun ve Bügü, İstanbul: İş

Bankası Kültür Yayınları.

__________(1996), “Halk Oyunlarının Sahneye

Uygulanması”.
Türkiye’de İlk Halk Oyunları Semineri.

(Yay.Hzl. Ş. Baykurt), İstanbul: YKY.

Aktaş, G. (1999),
Temel Dans Eğitimi, İzmir:

Ege Ün. Basımevi.

Akurgal, E. (1997), Anadolu Kültür Tarihi,

İstanbul: TÜBİTAK

Baykurt, Ş. (1995),
Anadolu Kültürleri ve Türk Halk Dansları, Ankara: Yeni Doğuş Matbaası.

Demirsipahi, C. (1975), Türk Halk Oyunları,

Ankara: İş Bankası Kültür Yayınları.

Eroğlu, T. (1994),
İnsan ve Oyun, Kayseri: Millî

Folklor Yayınları

Kırçak, Ş. K. (2001),
Burdur’da Oynanan HalkOyunları ve Yöresel Halk Oyunları Kıyafetleri, Dumlupınar

Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi.

Özdemir, N. (2001) “Bilim ve Teknolojideki

Gelişmelerin Köy Seyirlik Oyunlarına Etkisi”
MillîFolklor, 51:119-129

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Araştırma

ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Halk Kültürü İhtisas

Arşivi

BVB.2005.0070, BVB.2005.0071, BVB.2005.

0072, BVB.2005.0073

Kaynak Kişi Listesi

Merkez;

Ali Bedel, 1934, Aziziye Köyü, bağlama, davul,

zurna çalar, halk oyunları oynar

Mehmet Bedel, Ali Bedel’in oğlu, Aziziye

Köyü, sipsi çalıyor, halk oyunları oynuyor, devlet

memuru.

Tefenni/Çaylı Köyü

Osman Eryılmaz, Çaylı, 1935, OY, Çiftçi, Zurnacı

(54 yıldanberi), bağlama, davul, kabak keman,

çalıyor. Kendisiyle birlikte Ramazan Eryılmaz, Şeref

Eryılmaz olmak üzere iki oğlu ve dayısının oğlu

Durmuş Ali Gürel’den oluşan dört kişilik bir ekibi

var.

Ramazan Eryılmaz, Çaylı, 1960., İO, Evli. 3ç.,

Çiftçi,

Şeref Eryılmaz, Çaylı, 1967., İO, Evli, 2ç.,

Çiftçi,

Tuğrul Yakın, 1945., Küçükalan (Gölhisar),

Tefenni’de oturuyor. 3ç., OM, memur emeklisi, çevrede

yi oyuncu olarak biliniyor.

Hasan Önyörük, 1945., Emekli, Tefenni, çevrede

iyi oyuncu olarak biliniyor.

Tefenni/Sazak Köyü

Hatice Kavak, Şefika Keskin

Bucak İlçesi

Süleyman Şengen, 1954, Bucak, Evli, 3ç., OM,

Tabelacı, iyi zebek oynuyor.

İsmail Güngör, 1955, Bucak, İO, Bucak

Mermer’de İşçi.

Mehmet Büyük, 1969, Bucak, Evli, 2ç., müzisyen

(elektronik bağlama)

Çeltikçi/Güvenli Köyü

Mehmet Ali Yenice, 1944, Güvenli Köyü, Evli,

3ç., Çiftçi, emekli,

Abdullah Sezer, 1949, Güvenli, muhtar, keman

çalıyor. (Kemanı dizinde çalıyor)

Yusuf Sezer, 1956, Güvenli, Öğretmen,

Altınyayla (Dirmil)

İsmail Evcil, 1941, Evli, 7ç., Müzisyen (sipsi,

zurna, davul vb. çalar), Çiftçi. 4-8 kişi arası değişen

müzisyen ekibi var.

Arif Cangıldayan, 1967, Çatak köyü/Altınyayla,

Müzisyen, Çeftçi. Topal oyunu oynuyor.

Merkez/Güneyyayla

Ahmet Özçelik’in evinde bir grup kadın.


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam19
Toplam Ziyaret157083
Bu Vatan Bizm
Hava Durumu
Saat